Kokuları algılama ve havayı akciğerlere hazır hâle getirmede vazifeli olan burunda, hikmetli bir yaratılış vardır. Burnumuz, bütün vücudu koruma ve vücudun ahenkli çalışmasına yardımcı olma işlerinde de vazifelidir.
Hayatımızın devamı için nefes alıp vermemiz gerekir. Bizim için olmazsa olmaz olan oksijenin, vücudumuzun ihtiyacını karşılamaya hazır hâle gelmesi için, burnun dar kanallarından türbülansla geçerken, temizlenip ısı ve nemi ayarlanır. Böylece soluduğumuz hava, soluk borusu ile akciğerlerdeki alveollere servise hazır hâle getirilir. Burunda bu şekilde günlük ortalama 23.000 defa alınan nefesle yaklaşık on beş metreküp hava işlenir. Bir araştırmacı, burundaki kusursuz yaratılışa duyduğu hayreti şöyle ifade etmektedir: Burun deliklerinin ardındaki alan, kimyacıların açıklamada zorlandıkları harikulade duyarlılığa sahip bir iklimlendirme sistemiyle donatılmıştır.1 Bu sistem, sadece havanın sıcaklık ve nemini ayarlamaz, aynı zamanda havanın muhteviyatındaki zararlı molekülleri algılayıp alarm veren bir mekanizmaya da sahiptir. Bu alarm mekanizması, burun mukozasının uyarılmasıyla, akciğerlerdeki havanın burun ve ağızdan kasırga hızıyla dışarıya boşaltılması şeklinde faaliyet gösterir ki, bu durum hapşırma olarak adlandırılır. Hapşırma neticesinde, solunan havayla vücuda giren zararlı maddeler dışarı atılır.