Sık Kullanılanlara Ekle

Y a z a r Ç i z e r: İstanbul Boğazı ile Haliç'in Donması

4 Mayıs 2012 Cuma

İstanbul Boğazı ile Haliç'in Donması



İstanbul tarih boyunca değişik iklim şartlarının tezahürlerini yaşamıştır. Her ne kadar Akdeniz iklim şartlarının tesiri altında bir şehir olduğu düşünülse de, coğrafî konumu sebebiyle görülen farklı iklim hâdiseleri bu kanaati değiştirmektedir. Onun için İstanbul'u belirli bir iklimin çerçevesine sıkıştırmak kolay değildir. Şehrin iklim özelliği, her yıl farklılık gösterebilmektedir. İstanbul iklimi üzerinde tesirli dört unsur vardır: Akdeniz, Karadeniz, Balkanlar ve Anadolu. Bu bölgelerden biri veya birkaçında oluşan yüksek basınç, rüzgârları meydana getirmekte; bu rüzgârlar da Boğaz'ın geçiş alanından faydalanarak İstanbul üzerinde esmekte ve şehrin ikliminde büyük tesirler meydana getirmektedir. Bu sebeple İstanbul'da, Balkanlar ve Anadolu üzerindeki yüksek basınçların sebep olduğu sert kışların yaşanması ve bunun neticesinde Boğaz'ın buzlarla kaplanması şaşırtıcı olmamaktadır.

İstanbul'u ziyaret eden seyyahlar, iklime bağlı değişikliklerin insanlar üzerindeki olumsuz tesirlerine dikkat çekmişlerdir. Havanın oldukça nemli olması, salgın hastalıklara ve zaman zaman hortlayan veba salgınlarına zemin hazırlamaktaydı. Ancak bunlardan hiçbirisi İstanbul'un yaşadığı sert kışlar kadar iz bırakmamıştır. Kış aylarında meydana gelen şiddetli soğuklar, İstanbul Boğazı ile Haliç'in donmasına sebep olmaktaydı. Fetih öncesi İstanbul'un meşhur kışları; 401, 739, 755, 763, 928, 934, 1232 yıllarında yaşanmıştır. Fetih sonrasında ise; 1621, 1755, 1768, 1823 ve 1878 yıllarında yaşanan kışlara dâir teferruatlı bilgiler vardır.

Ocak 1621'de İstanbul ve İstanbullular kışı bir başka yaşamıştır. Osmanlı tahtında "Genç Osman" olarak bilinen 2. Osman bulunmaktadır. Lehistan seferi için hazırlıklar bütün hızıyla devam etmektedir. Ocak başından itibaren 16 gün boyunca devam eden şiddetli karların ardından Haliç baştanbaşa donmuş; İnsanlar, Galata ile İstanbul arasını yürüyerek geçmişlerdir. Bir müddet sonra Boğaz'ın suları da, ortada suyun aktığı küçük bir nehir kadar alan dışında donmuştur. Sarayburnu ile Üsküdar arası tamamen donmuş, Galata'dan İstanbul'a yürünerek geçilmiştir. Anlaşıldığı kadarıyla bu şiddetli kış Avrupa'da da yaşanmış ve özellikle Tuna'nın donmasıyla oradan sürüklenen büyük buz kütleleri Karadeniz'den Boğaz'a gelmiş, soğuğun tesiriyle de Boğaz'ı kapatmıştı. İstanbul'un fethinden beri böyle şiddetli bir kış yaşanmamıştı. Edirne yolu aylarca kapalı kalmış; soğuk ve buz yüzünden gemilerin limanlara gelememesi Osmanlı coğrafyasının midesi kabul edilen İstanbul için gerekli iaşenin teminini aksattığından, bir ânda İstanbul piyasası alt üst olmuş, arkasından da kıtlık baş göstermişti. Yetmiş dirhem ekmek bir akçeye, etin okkası ise on beş akçeye kadar yükselmişti. Zahire fiyatlarına da buna göre fahiş zamlar uygulanmıştı. Haliç'in donmasına sebep soğuklar İstanbul'un bütün çeşmelerini dondurduğundan halk susuz da kalmıştı. Birçok İstanbullu yaşanan bu hâdise sebebiyle kıyametin yaklaştığını zannetti. Dönemin büyük şairi Neşâtî, yaşanan bu şiddetli kışa; "Be meded dondu bin otuzda soğukdan derya" mısraıyla tarih düşürmüştür. Bahar aylarının gelmesiyle Haliç ve Boğaz yeniden eski hâline dönebilmiştir.

Ocakta Yaşanan Bazı Mühim Hâdiseler
2 Ocak 1492 İspanya Endülüs Devleti'nin Sonu
26 Ocak 1699 Karlofça Anlaşması
28 Ocak 1920 Misak-ı Millî'nin Kabulü

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu Blogda Ara